Vücudumuzun su içeriği yaş, cinsiyet, boy uzunluğu ve gün içinde yaptığımız fiziksel aktiviteye göre değişir. Çocukların vücudunun su oranı %70, yeni doğan bebekte ise %90’dır. Yaş ilerledikçe suyun yerini yağ dokusu almaya başlar. Dolayısıyla yaş ilerledikçe suyu daha çok tüketmek gerekir. Yetişkinlerde vücut su oranı %60,yaşlılarda ise %50dir.

Gelin vüdumuzda ki suyun işlevine bakalım. Vücutta taşıyıcı bir göreve sahip olan su, vücudumuzda sindirilen besinleri ve oksijeni taşır. Vücudumuz, hayati fonksiyonlarını yerine getirebilmek için suya ihtiyaç duyar. Ayrıca vücudumuzun dengesi için gereken elektrolitler de suyun içinde bulunur. Hem vücudumuzun fonksiyonel hem de fiziksel görüntüsü için suya ihtiyacımız çok.

Yaşımız ilerledikçe cildimizin güçlü olan kolajen adı verdiğimiz dokusu azalır. Ciltte kırışmalar meydana gelir. Bu istenmeyen durumdan kurtulmak için suyu yeterince tüketmeliyiz. Çünkü su cildimizin yenilenmesini, kolajen dokunun kaybını azaltır. Bunun için günde en az 8 bardak su tüketmeliyiz.

Şunu da unutmayalım ki susamak ve acıkma duyguları birbiriyle çok karıştırılır. Günlük gereksinimiz kadar su içmek hatta susama ihtiyacı bile gelmeden su tüketmek, fazla kilolarımıza da engel olur.

Peki sağlıklı içme suyu nasıl olmalı? Bir çok kişi suyun tadının olmadığını söyler. Aslında suyun içindeki mineraller, suyun PH’ ı yani suyun asidite ve alkalitesi suyun kalitesini belirler. Sağlıklı bir su renksiz, kokusuz ve berrak olmalıdır. İçerisinde hidrojen sülfür, demir ve mangan gibi mineraller bulundurmamalıdır. Suyun içinde bulunan magnezyum ve kalsiyum suyun sertliğini belirler. Magnezyum 50-180mg/lt, kalsiyum 75-120mg/lt aralıklarında olmalıdır. Bu aralıklardaki içme suyunun sertliği idealdir. Ayrıca, suyun alkali olması daha sağlıklıdır. Suyun alkali olmasını nasıl anlarız? Suların etiketinde Ph olarak gördüğümüz bir değer vardır. Bu değer ne kadar fazla ise su o kadar alkalidir.8 ile 8,5 arası Ph değerleri idealdir.

İşte suyun faydaları. Gün de en az 8 bardak su tüketmeyi unutmayalım.